İyilik
26 Hadis
الرَّاحِمُونَ يَرْحَمُهُمُ الرَّحْمَنُ، ارْحَمُوا مَنْ فِي الْأَرْضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ
Merhamet edenlere Rahman olan Allah merhamet eder. Yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.
مَنْ لَا يَرْحَمُ لَا يُرْحَمُ
Merhamet etmeyen, merhamet görmez.
فِي كُلِّ كَبِدٍ رَطْبَةٍ أَجْرٌ
Her canlıda sevap vardır.
مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرُبَاتِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ
Kim kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman'ın sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet gününün sıkıntılarından birini ondan giderir.
ارْحَمُوا مَنْ فِي الْأَرْضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ
Yeryüzündekilere merhamet edin ki, göktekiler size merhamet etsin.
مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى
Müminlerin birbirlerine karşı sevgi, merhamet ve şefkat göstermelerinin örneği bir bedenin örneği gibidir. Bir uzvu rahatsız olduğunda tüm beden uykusuzluk ve ateşle ona cevap verir.
مَنْ لَا يَرْحَمُ لَا يُرْحَمُ
Merhamet etmeyene merhamet edilmez.
الرَّاحِمُونَ يَرْحَمُهُمُ الرَّحْمَنُ، ارْحَمُوا مَنْ فِي الْأَرْضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ
Rahman olan Allah, merhamet edenlere merhamet eder. Yeryüzündekilere merhamet edin ki, göktekiler size merhamet etsin.
لَا تَحَاسَدُوا، وَلَا تَنَاجَشُوا، وَلَا تَبَاغَضُوا، وَلَا تَدَابَرُوا، وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إِخْوَانًا
Birbirinize haset etmeyin, fiyat artırmayın, birbirinize kin gütmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin ve Allah'ın kulları olarak kardeş olun.
مَنْ عَفَا وَأَصْلَحَ فَأَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ
Kim affeder ve barışı sağlarsa, ecri Allah'a aittir.
مَنْ كَفَلَ يَتِيمًا لَهُ أَوْ لِغَيْرِهِ فَأَنَا وَهُوَ كَهَاتَيْنِ فِي الْجَنَّةِ
Kim bir yetimi, kendisi için veya başkası için himaye ederse, o ve ben cennette şu iki parmak gibi oluruz - ve işaret ve orta parmağıyla işaret etti.
أَطْعِمُوا الطَّعَامَ، وَأَفْشُوا السَّلَامَ، وَصَلُّوا بِاللَّيْلِ وَالنَّاسُ نِيَامٌ، تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ بِسَلَامٍ
İnsanlara yemek yedirin, selamı yayın, insanlar uyurken gece namazı kılın ki selametle cennete giresiniz.
لَا حَسَدَ إِلَّا فِي اثْنَتَيْنِ: رَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ مَالًا فَسُلِّطَ عَلَى هَلَكَتِهِ فِي الْحَقِّ، وَرَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ الْحِكْمَةَ فَهُوَ يَقْضِي بِهَا وَيُعَلِّمُهَا
İki kişi dışında kimseye gıpta edilmez: Allah'ın kendisine mal verdiği ve onu hak yolunda harcayan kişi, ve Allah'ın kendisine hikmet verdiği ve onunla hükmeden ve öğreten kişi.
إِصْلَاحُ ذَاتِ الْبَيْنِ أَفْضَلُ مِنْ عَامَّةِ الصَّلَاةِ وَالصِّيَامِ وَالصَّدَقَةِ
İnsanlar arasında barışı sağlamak, çoğu namaz, oruç ve sadakadan daha üstündür.
مَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ
Kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun ayıbını dünyada ve ahirette örter.
خَيْرُ الْمَجَالِسِ مَا اسْتُقْبِلَ بِهِ الْقِبْلَةُ
Meclislerin en hayırlısı kıbleye dönük olanlardır.
مَنْ دَعَا لِأَخِيهِ بِظَهْرِ الْغَيْبِ قَالَ الْمَلَكُ: وَلَكَ بِمِثْلٍ
Kim kardeşi için arkasından dua ederse, melek der ki: Senin için de aynısı olsun.
تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أَخِيكَ صَدَقَةٌ
Kardeşinin yüzüne gülümsemen sadakadır.
النَّصِيحَةُ حَقُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ
Nasihat, müslümanın müslüman üzerindeki hakkıdır.
مَنْ نَفَّسَ عَنْ مُؤْمِنٍ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ الدُّنْيَا نَفَّسَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ
Kim bir müminin dünya sıkıntılarından bir sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet günü onun sıkıntılarından birini giderir.
لَيْسَ الْمُؤْمِنُ بِالَّذِي يَشْبَعُ وَجَارُهُ جَائِعٌ
Mü'min, komşusu aç iken kendisi tok olan değildir.
مَا نَقَصَ مَالٌ مِنْ صَدَقَةٍ
Sadaka vermekle mal eksilmez.
يَا غُلَامُ، سَمِّ اللَّهَ، وَكُلْ بِيَمِينِكَ، وَكُلْ مِمَّا يَلِيكَ
Ey oğlum, Allah'ın adını an, sağ elinle ye ve önünden ye.
لَا تَحْقِرَنَّ مِنَ الْمَعْرُوفِ شَيْئًا وَلَوْ أَنْ تَلْقَى أَخَاكَ بِوَجْهٍ طَلْقٍ
Hiçbir iyiliği küçümseme, kardeşinle güler yüzle karşılaşman bile olsa.
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ
Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikram etsin.
الرَّاحِمُونَ يَرْحَمُهُمُ الرَّحْمَنُ، ارْحَمُوا مَنْ فِي الْأَرْضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ فِي السَّمَاءِ
Merhamet edenler, Rahman olan Allah tarafından merhamet görecekler. Yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.

