Sabır
14 Hadis
مَا يُصِيبُ الْمُسْلِمَ مِنْ نَصَبٍ وَلَا وَصَبٍ وَلَا هَمٍّ وَلَا حُزْنٍ وَلَا أَذًى وَلَا غَمٍّ حَتَّى الشَّوْكَةِ يُشَاكُهَا إِلَّا كَفَّرَ اللَّهُ بِهَا مِنْ خَطَايَاهُ
Müslümana yorgunluk, hastalık, tasa, keder, eziyet ve sıkıntı isabet ettiğinde, hatta bir diken battığında bile, Allah bunlarla günahlarından bir kısmını bağışlar.
عَجَبًا لِأَمْرِ الْمُؤْمِنِ، إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ، وَلَيْسَ ذَاكَ لِأَحَدٍ إِلَّا لِلْمُؤْمِنِ، إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَكَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ، وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ
Mü'minin işi ne kadar da şaşılacak şeydir! Onun bütün işleri hayırdır. Bu da yalnız mü'mine mahsustur. Başına sevinçli bir şey gelirse şükreder, bu da onun için hayırdır. Başına üzücü bir şey gelirse sabreder, bu da onun için hayırdır.
وَمَنْ يَتَصَبَّرْ يُصَبِّرْهُ اللَّهُ، وَمَا أُعْطِيَ أَحَدٌ عَطَاءً خَيْرًا وَأَوْسَعَ مِنَ الصَّبْرِ
Kim sabretmeye çalışırsa, Allah ona sabır verir. Kimseye sabrdan daha hayırlı ve geniş bir nimet verilmemiştir.
إِنَّ اللَّهَ قَالَ: إِذَا ابْتَلَيْتُ عَبْدِي بِحَبِيبَتَيْهِ فَصَبَرَ، عَوَّضْتُهُ مِنْهُمَا الْجَنَّةَ
Allah şöyle buyurdu: Kulumu iki sevgilisinde (gözlerinde) imtihan ettiğimde ve o sabrettiğinde, ona karşılık cennet veririm.
مَا يُصِيبُ الْمُسْلِمَ مِنْ نَصَبٍ وَلَا وَصَبٍ وَلَا هَمٍّ وَلَا حُزْنٍ وَلَا أَذًى وَلَا غَمٍّ حَتَّى الشَّوْكَةِ يُشَاكُهَا إِلَّا كَفَّرَ اللَّهُ بِهَا مِنْ خَطَايَاهُ
Müslümana yorgunluk, hastalık, keder, üzüntü, eziyet ve sıkıntı, hatta bir dikenin batması bile isabet etmez ki, Allah bunlarla onun günahlarından bir kısmını silmesin.
عَجَبًا لِأَمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْسَ ذَاكَ لِأَحَدٍ إِلَّا لِلْمُؤْمِنِ إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَكَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ
Müminin işi ne kadar da hayret vericidir! Onun işinin hepsi hayırdır. Bu, mümin dışında kimseye nasip olmaz. Başına bir iyilik gelirse şükreder, bu onun için hayırdır. Başına bir musibet gelirse sabreder, bu da onun için hayırdır.
عَجَبًا لِأَمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ، وَلَيْسَ ذَاكَ لِأَحَدٍ إِلَّا لِلْمُؤْمِنِ، إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَكَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ، وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ
Müminin durumu ne kadar da hayret vericidir! Çünkü onun her işi hayırdır. Bu sadece mümin için böyledir. Başına bir iyilik gelirse şükreder, bu onun için hayırlıdır. Başına bir zorluk gelirse sabreder, bu da onun için hayırlıdır.
مَا يُصِيبُ الْمُسْلِمَ مِنْ نَصَبٍ وَلَا وَصَبٍ وَلَا هَمٍّ وَلَا حَزَنٍ وَلَا أَذًى وَلَا غَمٍّ حَتَّى الشَّوْكَةِ يُشَاكُهَا إِلَّا كَفَّرَ اللَّهُ بِهَا مِنْ خَطَايَاهُ
Müslüman'a yorgunluk, hastalık, kaygı, üzüntü, zarar veya keder isabet eder, hatta bir diken bile batsa, Allah bunlarla onun günahlarını örter.
عَجَبًا لِأَمْرِ الْمُؤْمِنِ، إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ، وَلَيْسَ ذَاكَ لِأَحَدٍ إِلَّا لِلْمُؤْمِنِ، إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَكَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ، وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ
Mü'minin işi ne kadar hayret vericidir! Tüm işleri hayırdır. Bu, mü'minden başkası için değildir. Başına iyi bir şey gelirse şükreder ve bu onun için hayırdır. Başına kötü bir şey gelirse sabreder ve bu da onun için hayırdır.
إِنَّ الْعَبْدَ إِذَا سَبَقَتْ لَهُ مِنَ اللَّهِ مَنْزِلَةٌ لَمْ يَبْلُغْهَا بِعَمَلِهِ ابْتَلَاهُ اللَّهُ فِي جَسَدِهِ أَوْ فِي مَالِهِ أَوْ فِي وَلَدِهِ
Kul için Allah katında bir derece takdir edilmişse ve o kişi ameli ile ona ulaşamamışsa, Allah onu bedeni, malı veya evladı ile imtihan eder.
الطُّهُورُ شَطْرُ الْإِيمَانِ
Temizlik imanın yarısıdır.
مَا يُصِيبُ الْمُسْلِمَ مِنْ نَصَبٍ وَلَا وَصَبٍ وَلَا هَمٍّ وَلَا حُزْنٍ وَلَا أَذًى وَلَا غَمٍّ، حَتَّى الشَّوْكَةِ يُشَاكُهَا، إِلَّا كَفَّرَ اللَّهُ بِهَا مِنْ خَطَايَاهُ
Müslümana yorgunluk, hastalık, üzüntü, keder, zarar veya sıkıntı isabet eder, hatta bir diken bile batarsa, Allah bunlarla günahlarını bağışlar.
عَجَبًا لِأَمْرِ الْمُؤْمِنِ، إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ، وَلَيْسَ ذَاكَ لِأَحَدٍ إِلَّا لِلْمُؤْمِنِ، إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَكَرَ، فَكَانَ خَيْرًا لَهُ، وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ
Müminin durumu ne kadar şaşırtıcıdır! Onun her işi hayırdır. Bu, mümin dışında kimse için böyle değildir. Başına bir iyilik gelirse şükrederse, bu onun için hayır olur. Başına bir sıkıntı gelirse sabrederse, bu da onun için hayır olur.
إِنَّمَا الصَّبْرُ عِنْدَ الصَّدْمَةِ الْأُولَى
Gerçek sabır, musıbetin ilk anındadır.

